AYDIN HASAN / MİLLİYET - Galip Vardar, 1890 yılında yüzbaşı olan babasının görev yaptığı Serez’de doğdu. Gençlik yıllarında Rumeli’ye acı içinde veda edenlerden biriydi. Darülfünun’da Tarih bölümünde öğrenciyken, gönüllü olarak Çanakkale Savaşları’na katıldı. Mütarekeden sonra İstanbul Emniyeti’nin siyasi kısmında çalışmaya başladı. Görünürde İstanbul hükümetinin polisi idi ama Ankara’daki milli hükümet için çalışan gizli M.M. Grubu’nun bir üyesiydi. Milli mücadelenin en büyük düşmanı Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın yalısına sızması emrini almıştı. Sadrazamın özel kalem müdürü olan paşanın Amerikan Koleji’nde okuyan 17 yaşındaki kızı Nazan ile tanışmanın bir yolunu buldu. Nazan, yakışıklı, atak, genç polis Galip’e aşık olmuştu. Nazan’ın babası, Sadrazam Damat Ferit’in sır katibiydi. Yakışıklı polise duyduğu sevda ile milli mücadeleye sempati beslemeye başlayan konak kızı Nazan, artık milli mücadele için çalışıyordu. Nazan, babasının çantasında yer alan ve o dönemdeki hükümetin gizli kararlarıyla ilgili evraklardan suret çıkartıyordu. Bir kenara atılan müsveddeleri topluyordu. Anlatılanları can kulağı ile dinliyordu. Nazan, bütün bu bilgileri korulukta gizlice buluştuğu sevgilisi Galip’e iletiyordu. Ve bütün bu bilgiler, gizli teşkilat tarafından İzmit’teki gizli telgrafhane yoluyla Ankara’ya Mustafa Kemal’e iletiliyordu. Bunlar, milli mücadelenin o zor ve karanlık günleri içinde paha biçilmez derece önemli gizli bilgilerdi. Bu sayede; Sadrazam Damat Ferit’in yalısında yani Baltalimanı’ndaki beyaz boyalı yalıda alınan sır niteliğindeki kararlar artık Ankara tarafından biliniyordu.
GALİP ANADOLU’YA GEÇTİ
Genç polisin açığa çıkma riski oluşunca teşkilat kendisini, Samsun’a gönderir. Nalan, Galip’ten uzun bir süre haber olamaz. Sevdiğinin yoksul evine gider ve annesinden Galip’in Anadolu’ya gittiğini, milli mücadele saflarına katıldığı gerçeğini öğrenir. Büyük bir yıkım yaşar. Hüzünlü hayatı uzun sürmez genç yaşta ölür. İşgal günlerinin kara atmosferi içinde Galip için ‘Ya Nazan ya Vatan” ikilemi içinde kalma lüksü bile yoktur. Hüsametin Ertürk, anılarında, Galip’in şöyle dediğini aktarır:
“Vatan sevgisi, ülke uğrunda giriştiğimiz savaşın amacı bize her çareye başvurarak başarılı olmayı emrediyordu. Bu genç kızın saf ve temiz duygularından yararlanmaktan başka bir yol yoktu. Ona şirin, sevimli ve kibar gözükmek, hiçbir zaman görevli bir kişi olduğumu belli etmemek zorundaydım. Bu nedenle işe kendimizi kaptırmış bir aşık görünümü vermiştik.”
Olmasaydı zafer de olmazdı
ÖRGÜTÜN EN ÖNEMLİ AJANIYDI
Ertürk, anılarında Galip Vardar ile ilgili şu bilgileri verir:
“Antlaşma yıllarında İstanbul’da kurduğumuz gizli örgütün en önemli ajanı bir süvari yüzbaşısının oğlu olan Serezli Galip Vardar’dır. Çok sevdiğim arkadaşım Yüzbaşı Basri’nin bu ele avuca sığmaz oğlunu, henüz 16 yaşında bir öğrenciyken tanımıştım.
Bir iş arayınca, onu hem okuluna devam etmesi, hem de çalışması koşuluyla önce polis siyasi şubesine aldırmış sonra da son derece vatansever olan bu genci gizli örgütümüze almıştık. Ona çok genç yaşında gösterdiğimiz bu güven, örgütümüz için çok yerinde bir karar olmuştu. Aradan yıllar geçmiş olmasına karşın Galip Vardar’ın yalnız şu dört sorun için yaptığı çalışmalar, ülkeye büyük şeyler kazandırmıştı. O, Sadrazam Damat Ferit Paşa yalısında gizli bilgi almasını tek başına sağlamış ve yalıda olan olağanüstü toplantıları alınan kararları bize getirmiştir. Orada kabinenin kararları, Kuva-yı İnzibatiye’ye ait bütün askeri bilgi ve Kuva-yı Milliye’ye karşı girişilmesi kararlaştırılan bütün planlar gözden geçirilmekteydi. Galip Vardar bu yalıya sokulmak ve bunları ele geçirmek olanağını bulmuştu. Galip Vardar’ın örgütümüze ikinci önemli katkısı Meşihat Dairesinin (şeyhülislamlık) gizli bilgilerini ele geçirmek olmuştur. Bu sayede biz Hürriyet ve İtilaf Partisi ve Mutedil İtilaf Partisi’nin bütün kararlarını öğrenmiş ve ona göre önlemler almıştık. Onun üçüncü hizmeti, Polis Siyasi Kısım Müdür Yardımcısı Edip Bey’i örgütümüze kazandırmasıdır. Onu bize getirerek siyasi şubeyi içinden çökertmiştir. Onun Tatavalı Hrisantos’un yakalanmasın, Slav casusu Nikola Pasiç’in sıkıştırılarak ortadan kaldırılmasındaki çabaları da saklanamaz Galip, gizli örgütümüzün en önemli ve en çok işe yarar elemanı olmuştur.”
Galip Vardar, 42 yıl Kabataş Erkek Lisesi’nde Tarih öğretmeni olarak çalışır. 10 Kasım 1958 günü anma töreninde emrinde savaştığı Atatürk’ü anlatırken geçirdiği kalp krizi sonucu yaşama veda etti.
Sovyetler ile stratejik ortaklık
Olmasaydı zafer de olmazdı
Yunanistan, Vahdettin için özel devlet kuracaktı
İstihbarat cephesinin gizli kahramanları
Büyük Taarruz’u komutanlar anlatıyor