Büyük direnişin efsane kadınları

630cedca86b24429909316a4.jpg

AYDIN HASAN/ MİLLİYET-Kurtuluş Savaşı’nın bir destana dönüşmesinde en büyük paylardan biri de, Türk kadınına ait. Türk kadını, milli mücadelenin her aşamasında cephede ve cephe gerisinde önemli roller üslendi.

Genelkurmay Başkanlığı ATASE Başkanlığı, araştırmacı Ferhat Uyanıker’in kurtuluş savaşına katılan kadınların öykülerini anlattığı çalışmasını, “Milli Mücadelede Türk Kadını” başlığıyla 2009 yılında kitap olarak yayınladı. Kurtuluş savaşında Türk kadınının cephede ve cephe gerisinde oynadığı önemli rolün anlatıldığı kitapta, bazı kadın kahramanların öykülerine de yer verildi.

630cee4986b24429909316b4.jpg


Kitapta, şu kadın kahramanların milli mücadeledeki rolleri anlatıldı: Kara Fatma, Gördesli Makbule, Çete Ayşe, Selanikli Ayşe Hanım, Şerife Ali Kübra, Bitlis Defterdarı’nın Eşi, Rahime Hatun, Küçük Nezahet, Hatice Hanım, Saime Hanım ve Halide Edip (Adıvar).

Kitapta; çocuk yaşta babasının komuta ettiği alayla birlikte çatışmalara katılan Küçük Nezahet, “Türk Jan Dark” olarak nitelendirildi. Küçük Nezahet’in hayatı ile ilgili yer verilen bazı ifadeler şöyle:

Kızlı Alay

Annesi Hadiye Hanım daha 24 yaşındayken veremin kurbanı olmuştur. Babası Hafız Halit Bey, komutasındaki 70. Alay ile Anadolu’daki milli mücadele saflarına katılma kararı almıştır. Kızını da yanında götürmek zorunda kalmıştır. Böylece kader Küçük Nezahet’i daha 9 yaşındayken cephelerle tanıştırmıştır.

Küçük Nezahet, askerlerden at binmeyi, silah tutmayı öğrenir. Tam üç sene cephelerde bilfiil babasının katıldığı her muharebeye katılır. Adeta 70. Alay’ın simgesi olur. Alayın adı “Kızlı Alay” diye anılmaya başlanır.

Çocuk onbaşı

Gediz Harekatı sırasında yaklaşık 600 kişilik alaydan bazı askerlerin kaçmaya çalışması üzerine Nezahet Hanım, “Ben babamın yanına ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz?” diyerek askerin yüzüne tokat gibi bir gerçeği, vatan sevgisini ve şahadeti haykırınca askerler geri dönmüştür. Bu başarısı üzerine Küçük Nezahet onbaşı yapılmıştır.

İlk asker elbisesini 1920 yılında giyer. Erlerin kullanılmayan kıyafetlerinden kendisine haki bir elbise dikilir. Çerkez Ethem ile cephede karşılaşır. Asker elbiseli bu küçük kızı merak eden Ethem, niye bu kıyafetleri giydiğini sorar.

Nezahet’in cevabı, “Ben askerim” olur. “Askerin silahı olmazsa asker olmaz” diyen Çerkez Ethem, çatışmalarda ele geçen bir Yunan filintasını ona silah olarak verir.

630cee5b86b24429909316b6.jpg

Atatürk, Halide Hanım ile 17 Ocak 1923’te Gebze İstasyonu’nda sohbet ederken.

Mustafa Kemal şaşırıyor

Birinci İnönü Muharebesi’nde cepheye giden Mustafa Kemal, alayın sembolü Nezahetle tanışır. Mustafa Kemal, komutan çadırında, kulaklarında küpe, asker elbiseli olarak Nezahet Onbaşı ile karşılaşınca çok şaşırır. Albay Halit’in kızı olduğunu öğrenince ona sorar: “Ne arıyorsun burada?” O da vecize haline gelen sözünü söyler: “Ben askerlerin kalesiyim, dönmek isterlerse karşılarında beni bulurlar.” Cevap Mustafa Kemal’in çok hoşuna gider. Küçük kızı sever.

Seni kurmay yaptım

Asker kıyafetleri içindeki küçük kız Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın da gözünden kaçmaz. At üstünde onu gördüğünde: “Kim bu küçük asker, niye bu kadar küçükleri askere alıyorsunuz?” diye yanındakileri fırçalar. Sonra sarı sarı küpelerini farkeder minik kızın. “Aç bakayım şapkanı” der, saçlarını okşar, iltifat eder. “Kimsin sen? Parola ne?” diye sorunca “Onbaşı Nezahet” cevabını alır. İnönü gülümser: “İyi o zaman, ben seni kurmay yapıyorum.”

İstiklal madalyası alamadı

Kitapta anlatılanlara göre, Bursa Mebusu Operatör Emin Bey, 30 Ocak 1921’de, 12 yaşındaki Nezahet Hanımın İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmesi için Meclis’e takrir sunar. Ancak, bazı milletvekillerinin karşı çıkması nedeniyle Nezahet Hanıma İstiklal Madalyası verilmez. Nezahat Hanım, 1931’de, Kurtuluş Savaşı’nın genç kahramanlarından Yüzbaşı Rıfat ile evlenir. 1986 yılında dönemin Meclis Başkanı Necmettin Karaduman, kendisine TBMM’nin takdir beratını verir. Nezahet Hanım, 84 yaşında vefat eder.

630cee8986b24429909316bd.jpg


Kadın kahramanlar

Kara Fatma: Erzurumlu Fatma Seher Hanım, Erzurum ve Van’da kardeşleri Ermeniler tarafından şehit edilen 43 kadını silah arkadaşı olarak yanına alarak, Doğu’da Ermeni ordularına karşı savaştı. Müfrezesiyle birlikte Afyon’daki Büyük Taarruz’a da katıldı. Zaferden sonra İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi.

Gördesli Makbule: Makedonyalı Akıncı Müfrezesi komutanlarından İştipli Halil Efe’nin eşi. Eşi Halil Efe ile birlikte Kaymakam İbrahim Etem Bey’in müfrezesinde görev yaptı. Yunan işgali sırasında Manisa ve çevresinde, Yunan cephesinin gerisine yapılan akınlara katıldı. Müfrezesinin girdiği bir çatışmada şehit düştü.

Çete Ayşe: Emire Ayşe Aliye Hanım, Yunan işgali sırasında Aydın ve çevresindeki çatışmalara katıldı. Yörük Ali Efe’nin çetesinde görev yaptı.

Selanikli Ayşe Hanım: Yunanlıların İzmir’e çıkmasından sonra Ege’deki ilk direniş hareketlerine katıldı. Sakarya Savaşı’nda yaralandı.

Şerife Ali Kübra: Yunan işgaline karşı Aydın ve çevresindeki direniş hareketlerine katıldı.

Bitlis Defterdarının Eşi: İsmi kaynaklarda yazmayan ve Bitlis Defterdarının Eşi olarak ünlenen kadın kahraman. Maraş’ta Fransız işgaline karşı yapılan direnişe katılarak çatışmalara girdi.

Rahime Hatun: Osmaniye ve çevresinde Fransızlar ile Ermenilere karşı verilen direniş hareketleri içinde yer aldı. Fransız karargahına düzenlenen baskın sırasında göğsünden vurularak şehit düştü.

Hatice Hanım: Adana ve çevresinde Fransız ve Ermenilere karşı verilen mücadeleye katıldı.

Saime Hanım: İzmir’in işgali üzerine Halide Edip ile birlikte Kadıköy’de düzenlenen mitingde konuşan Darülfünun öğrencisi. İşgal kuvvetleri tarafından tutuklandıktan sonra kaçarak Anadolu’daki milli mücadeleye katıldı. Cephede ve istihbarat hizmetlerinde görev yaptı. Asker Saime olarak ünlendi.

630cee9986b24429909316bf.jpg


Başçavuş Halide Edip

Halide Edip Hanım: Ünlü kadın edebiyatçı Halide Edip Adıvar. İzmir’in işgalinden sonra İstanbul’da düzenlenen mitinglerde etkileyici konuşmalar yaptı. Milli Mücadeleye katılarak, Ankara’da Mustafa Kemal’in ilk karargahında görev yaptı. Yunus Nadi ile birlikte Anadolu Ajansı’nı kurarak, kurtuluş savaşının psikolojik yönüne önemli katkıları oldu. Sakarya Savaşı sırasında cephe komutanı İsmet İnönü’nün karargahında görev yaptı ve onbaşı oldu. Kendisine Onbaşı rütbesini uygun gören Cephe Kurmay Başkanı Miralay Asım, Sakarya Muharebesi esnasında Halide Edip’in atını ateş hattına sürdüğü andan çok etkilendi ve bunun diğer askerlere cesaret verdiğini söyledi. Halide Edip, Büyük Taarruz’a da katıldı. 1922 yılında önce Çavuş, sonra Başçavuş rütbesine yükseltildi. Bu şekilde astsubay statüsü kazandı.
 
Üst Alt